25.12.2008

gece masalı

Gece yarısı anlatılırken uyuyakalındığı için yarım kalan masallar gibi bir daha tamamlayanamayacağımı kulağıma Ortaçgil fısıldıyor.

Ay ışığını gün ışığına tercih ederdi bir zamanlar güneşin güler yüzlü kızı..

Eğriliklerden düzlüklere çıkmak için umutlarından yamalar yapardı,izlerdik uzaktan.



Sulamayı unuttukları zamanlarda gözyaşıyla demini alarak yaşardı,derdini bilemezdik..

Yaprakları kuru.Dilsiz.



Ortaçgil..bu gece dinle son kez beni.Söyle pencere ölü çiçeği'ne şarkısını..sarıl

Ve sus, derdini kimse duymasın..

23.12.2008

bazı hikayeler


Puslu bugün İstanbul.
Güneşin bile sırtını döndüğü bir günde vücuduma değen soğuğa vapurda çay ısmarlıyorum.Ne zaman içimdekilerle sessizce bakışmak istesem deniz kenarına götürürüm.Klarnet sürerim merhem niyetine bazen.Sonbaharda yağan yağmurları hiç sevemedim.Sevdiklerime hep güneşin yüzünü sakladım.Sakladıklarıma toz kondurmadım herkes gibi.Bazı hikayeler yazdım içinde ben olmayan.İyice karıştırıldıktan sona tabağın kenarına konulması beklenen çay kaşığı gibi genel geçer tepkilerim olmadığına göre hala farklı birşeyler olmalı bende.’Soğukken bile sıcak’ ..
İstanbul’un havası bu.Belli olmaz sağım solum gibi.Anam babam gibi özlemleri.Durgunluğu bile denizden tuzlu içimin.
Ve Bugün
Puslu İstanbul.
Benim gibi.

14.12.2008

vuslat


Beni unutmandan korktuğumu farkettiğim andan beri biriktirdiğim özlemlere daha bir sarılır oldum.Dinlendirdiğim duygularım içimdeki senle beraber büyüdü.İyiyiz.Bazı sabahlarda hani içmeyi unuttuğun acı kahveyi bir an diline değdirip buz gibi olduğunu anladığında suratını ekşitirsin ya, senden haber alamadığımı farkettiğim anlarda öyleyim.Beyaz bir tişört,sol camı kırılmış gözlük.Senin kadar duru mavi.Radyoda içimden tuttuğum şarkı gibi adını andığımda gülümseyişim.
Bir hikaye yazacağım ikimize.Karıştığın güzel bir gece yarısı masalının sende yarattığı hazzı yaşamak isteyişin bu hikayeden.
Özledim
‘Elma dersem çık der gibi Beni özlediysen geL , olmaz mı?’

3.12.2008

Sen


Yağmur yağıyor sokaklara

Gidişin gibi sessiz ve ıslak

Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibiyim
Ve yorulmasından korkuyorum ben hasretinin


Gözlerin en mavi,cümlelerin hoyratca duruyor karşımda
Bir sen yoksun
Kalabalık yüz çizgilerin zihnimde

Ve özlemek
Özüm sensiz yolunu bulamıyor


Alışkanlıklarınla gel sen bir akşam
Onlarla beni tanıştır

Önceki ne varsa benle sonraki olsun
Ve olsun aşk

Dokunduğumuz herşey iki kişilik olsun tıpkı
Gözlerin gibi
Mavi

En mavi


Üşütmeseydi önceki yaşanmışlıkların
Sevmekten korkmasaydın şayet

Korkuların bedenine sığabilecek kadar naif olsaydı
Senin için kesmezdim saçlarımı.


Gülümsemiştim ben aslında.
Farkında mısın bilmem ya da hatırlar mısın o günü
Gülümsedim ben.

Ve onu
Onu sadece sen gördün.