Bir şehirin ağırlığını kaldırırken yere düşen yüzümün parçalarını bile yapıştırmaktan aciz olduğumu ağlamadan yazmadığım tek yazım olmamasına bağlıyorum.Çıkaramıyorum bana zor gelen sözcükleri en kökünden.
Hiçbirşehiringölgesigecesigündüzüyarını olamayan,bir zamanlar denizinin kokusuna bağlandığım şehrin çöpü kadar değersizim şimdi.O yüzden gördüğünde sırtını çevir.Bas üzerime.Büyük kalabalıkların ortasında küçük birinin kalbi kırılmış çok mu_? Değil elbet.
Saçlarımı kestirmeme engel ol.Silkele üzerimdeki durgunluğu.Koynunda uyut,yaslanacak bir omuzun varlığını hissettir.Beni bana anlat bir masal gibi.Beğenmediğin yerleri çıkar,sonu mutlu bitmeyecek mi nasılsa diyeyim.Demek isterdim.Yollarını saatlerce konuşmadan arşınladığım bu şehirde evimde altına girip ağlayabileceğim yorganı bile üzerimden çekiyorlar.Güneşten kızaran yanaklarımla sokak ortasına kendimi attığımda çözüm olarak kendimi çıkarıyorum içimden olmuyor.Seni eksiltiyorum,gönül söz dinlemiyor.Kime anlatmaya çalışsam derdimi,bakışmak yetmiyor.
Bu şehir bana dar.Bu ruh bana büyük.Bu kalp bana ağır geliyor.
"İstanbul benden büyük onunla başa çıkamam
Küçücük ellerimle seni geri alamam"
-Kibariye'nin sesinden dinle bu şarkıyı.Bak kendi evinde huzurla uyuyamadığın zaman nasıl hissettiriyor-