siyah ve bordo oje aldım.mosquıtoya gittim.keşke sen de olsaydın.burda olmaktan iyidir diyen sesini duyar gibiyim."hakkım yok seni sevmeye.karşıma çıktın ne diye" diyen kulağımda başka bir ses.gene geç kaldım.hava yağmura çalıyordu.istanbul'u bilirsin.puslu bıraz.ve parasızken alabileceklerimin hayalini kurmayı sevdiğimi farkettim.yol boyunca bir yerlere yetişmeye çabalamıycak olsam bile kendi adımlarımı aşarcasına yürümeyi seviyorum.nefesim kesilse de.büyümek mi.komik.artık korkmuyorum.
ağız dolusu gülmek lazım.tipitip sakız aradım geçenlerde ama bulamadım.bir sabah pastanede bulup 4 saatlik bir tren yolculuğuyla geldiğimde şaşırmıştın.halbuki adımlarımı sayarım ben.bazen çapraz atıyorum kırıtmayı bilmesem de.demlenmiş bir çay kokusuyla uyanıp kahvaltın hazır diyen bir ses duymayalı epey olmuş.habersizce çekilen fotoğraflarım olsaydı ve ansızın bi albümle bana ulaştırsalardı güzel olurdu.ama hayaldi.oyuncaklar gibi oynamak istediğimizde kurduğumuz gibi yıkıldığında da kaldırmasını bilmek gerekti.yapabildim mi ben.hayır.çocukken bile oyuncaklarımı serbest bırakamazdım ki.
dişlerimi sıkarak uyuduğum gecelerde devamını görmeyi isteyeceğim rüyaların kahramanı olsaydım belki daha mutlu olurdum.bir hikayenin virgülü olmak gerek noktası değil.çünkü benim söyleyeceğim sözler tükense de duramaz ki düşüncelerim.sesini duymadan geçerse günüm.bonibon çarpsın ki ölürüm.gülme.sadece utangaçlıktan kızardı yüzüm.
aldığım deniz kokusuna teslimim.özlemişsin belli gülümseyişinden anneannem benim.
4 yorum:
teşekkür ederim... öyle iyi geldi ki... :)
yazarken ben de keyif aldım.bana da iyi geldi...:)
bana hiç iyi gelmedi :)
yazdığım en iyi yazılardan biriydi.ve bana hala iyi geliyor:)
Yorum Gönder