20.12.2007

Kıran Kırana


”Sen ki mum gibi
İçine içine erirsin”
Dayanmanın insana hatırlattığı tükenişin demini almasını bekliyordum.Koyu bir acıyı duygusuzlaşmaya tercih ederim.Ve doğru bildiğim her şeyin yer değiştirdiğini anladığım şu günlerde sokakta yürümeyi beceremeyen biri haline gelişime üzülüyordum.Evet,ben de üzülüyorum kendime sizin gibi.Nereye kadar dayanacağıma dair merakınızı anlıyorum.Bekliyorum suskunluğumu içicem birazdan.Demini alırken acım hala kurutulmamış saçlarım.Sen gazeteleri oku.Ben hala çok şaşkınım.

Önümde upuzun bir kış olduğunu geçen sene sonunda içinde bulunduğum durumun aynısını yaşadığımı bu sefer belki daha katmerlisini hatırlıyorum.Bencil olamayan yanım,nefret ettiğim iyi niyetim,kaybedemediğim için kızdığım insanlığımdan bazen utanıyorum.İçimdeki isyan dört bir yanımdan geçiyor ama o kadar tuhaf ki zamanım bile.Nefes aldığımı unutuyorum ve öyle çok hem de fazlaca özlüyorum ki.Telefona elim gitse bile aramamam için yılgınlığım beni bilerek kasten oyalıyor.Kalbime saplanan ağrılarım ve diş etlerim yüzümden ağzımdan gelen kanla iyiyiz biz.Geçicek diyorsunuz bunu ben de biliyorum.

Her şeyle yüzleşmekten korkmayıp önüme dimdik çıkan insanları seviyordum.Ne istediğini bilerek savaşmış insanların umudunun peşinde koşacak kadar cesur olanlarını.Yorgunluğum belki de üşürken battaniyeyi içime örtmekte geç kalmandandır.Hayatta en çok kimi arıyorsan içinde buluyorsun demeleri de doğru.Oysa düşlerim başkaydı şarkısı da.Sulamayı unuttukları sevgimin çürümesi de.Koklayanlar oldu.Uzaktan bakıp dokunmaya cesaret edemedikleri çiçeğin fazlaca yağmur altında kalmasıyla birlikte kimse evine almayı akıl etmedi beni.Korunacak bir sığınak aramıyorum ben fırtınalara alışığım.Üşüyor rüzgar gülü.Çiçek kök salamadığı gibi korunmasız bir şekilde soldu

Korkma

“Yaşayacağız boynumuzun borcu
Unutma bahardır kışın sonu”

Hiç yorum yok: